Perşembe

Richter ölçeği nasıl ortaya çıkmıştır ?

Richter ölçeği, 1930 yılında, Charles Richter ile Beno Gutenberg tarafından California Teknoloji Enstitüsü'nde geliştirilmiştir. Richter, doktorasını teori fizik alanında yapmış olmakla birlikte, kariyerinin geri kalan bölümünü depremleri incelemekle geçirmiştir. Richter kuvvetinin bulunmasından önce, bir depremin büyüklüğünü ölçmek son derece zordu. Depremin büyüklüğü, yerin sallanmasını insanların nasıl hissettiklerine ve binalara verdiği hasara göre ölçülmekteydi. Oysa değişik insanların depremlere değişik tepkiler verdikleri bir gerçek. Aynı şekilde bina yapım kalitesinin bir yerden diğerine farklılıklar gösterdiği de ortada. Richter bu sorunların üstesinden, depremin büyüklüğünü ölçmek için sismik kayıt cihazları ( sismograflar ) kullanarak gelmiştir.  Depremin şiddetinin ölçülebilmesi açısından, yerin sarsılması, deprem karşısında insanların verdikleri tepkilerden ya da binalarda meydana gelen hasarlardan çok daha doğru bir ölçüdür. 1'den 9'a kadar numaralanan Richter ölçeği logaritmik bir ölçektir; yani bir depremin etkileri, ölçeğin derecesi ile birlikte artar. Ölçekteki her birlik bir artışa karşılık, yer sarsıntısında 10'un katları şeklinde artan bir büyüklük söz konusudur. Bu, 6 büyüklüğünde bir depremin, 5 büyüklüğünde bir depremin 10 katı daha fazla sarsıntı getirdiği anlamına gelmektedir; dolayısıyla 7 büyüklüğünde bir deprem, 5 büyüklüğünde bir depremin yarattığı sarsıntının 100 katı bir sarsıntı meydana getirir; 8 büyüklüğündeki bir deprem, 5 büyüklüğündeki bir depremin yarattığı sarsıntının 1000 katı bir sarsıntı meydana getirir. 

1 büyüklüğünde bir deprem, dış merkezden 100 km uzaklıkta, dönemi 0.8 saniye olan ve toprağın devinimlerini 2800 kere büyüten bir sismograf iğnesinin yerini 0.01 mm değiştirir. 9 büyüklüğünde bir deprem olağandışıdır; bu büyüklükteki tek örnek, 1755'de Lizbon'da gerçekleşen yer sarsıntısıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder